Son yıllarda yaşanan depremler, ülkemizdeki yapı güvenliği ve deprem riski konularını yeniden gündeme taşıdı. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ali Osman Öncel, deprem riskine karşı alınması gereken önlemler, yapı güvenliği ve denetim süreçleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Deprem Risk Alanları: En Tehlikeli Bölgeler Hangileri?
Prof. Dr. Öncel, Türkiye’deki deprem risk alanlarını değerlendirirken, Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu’daki açılma zonlarının en riskli bölgeler olduğunu belirtti. Arabistan Levhası’nın kuzeye hareketi ve Anadolu Levhası’nın batıya kayması, bu bölgelerde yüksek büyüklükte depremlerin yaşanmasına neden oluyor. Ege Bölgesi’ndeki Menderes ve Küçük Menderes fayları da önemli deprem riski taşıyor.
Yeni Fay Hatları Keşfediliyor: Deprem Haritaları Güncelleniyor
2012 yılına kadar sınırlı olan fay bilgisi, son yıllarda yapılan araştırmalarla gelişti. Bilinen fay sayısı 486’ya çıktı, ancak bu, tüm fayların keşfedildiği anlamına gelmiyor. Prof. Dr. Öncel, yeni fay hatlarının belirlenmesinin deprem riskini azaltmak için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Depreme Karşı En Etkili Korunma Yöntemleri: Sağlam Yapılar ve Zemin Analizi
Deprem riskine karşı en etkili yöntem, binaların sağlam zemin üzerine ve uygun malzemelerle inşa edilmesi. Prof. Dr. Öncel, yapı denetimi sürecinin sadece bina tasarımını değil, zemin analizlerini de kapsaması gerektiğini belirtti. Tüm binalarda zemin etüt raporlarının zorunlu hale getirilmesi ve belediyelerde jeofizik mühendislerinin istihdam edilmesi gerektiğini ifade etti.
Deprem Haritaları Ne Kadar Güvenilir?
Mevcut deprem haritalarının gerçek tehlikeyi tam olarak yansıtmadığını belirten Prof. Dr. Öncel, haritaların tüm zeminleri “kaya” kabul ettiğini ve bu nedenle gerçek riskin göz ardı edildiğini söyledi. 6 Şubat 2023 depremlerinde beklenen maksimum yer ivmesi 0.6 iken, gerçekte 1.8-2 civarında gerçekleşti. Bu durum, zemin farklılıklarının yeterince dikkate alınmamasından kaynaklanıyor.
Depreme Dayanıklı Yapılar İçin Hangi Malzemeler Kullanılmalı?
Prof. Dr. Öncel, betonarme yerine çelik-betonarme sistemlere geçiş yapılması gerektiğini belirtti. Japonya’daki deneyimler, tamamen çelik yapıların depremde yıkılmadığını ancak yangın riskine karşı ek önlemler gerektirdiğini gösteriyor. 1999 depreminde yıkılan binaların %50’sinin korozyon nedeniyle zarar gördüğü tespit edildi.
Denizaltı Deprem Tehlikesi: Ege, Akdeniz ve Karadeniz’deki Fay Hatları
Denizaltı fay hatlarının yeterince incelenmediğini belirten Prof. Dr. Öncel, 30 Ekim 2020 Sisam depreminin denizde meydana gelmesine rağmen İzmir’de büyük hasara yol açtığını hatırlattı. Karadaki faylar kadar, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’deki fayların da detaylı incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Bireysel Önlemler: Vatandaşlar Ne Yapmalı?
Vatandaşların yaşadıkları binaların Yapı Denetim Belgesi olup olmadığını sorgulaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Öncel, bina kimlik kartı uygulamasının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Deprem risk analizlerinin bina sakinlerinin onayına bırakılmadan zorunlu hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Yapı Güvenliği ve Uzman Mühendislik: Mevcut Durum ve Gereksinimler
Türkiye’de uzman mühendislik kavramının tam anlamıyla uygulanmadığını belirten Prof. Dr. Öncel, Japonya ve Kuzey Amerika’da mühendislerin uzmanlaşabilmesi için en az 5 yıl deneyim kazanmaları ve sınavlardan geçmeleri gerektiğini söyledi. Türkiye’de ise bu tür bir zorunluluk yakın zamana kadar bulunmuyordu. 6 Şubat 2023 depreminin ardından inşaat mühendisleri için deneyime dayalı sınırlamalar getirildi, ancak jeofizik mühendisliği için benzer bir düzenleme hâlâ yapılmadı.
İnşaat Projelerinde Jeofizik Mühendislerinin Rolü
İnşaat projelerinde jeofizik mühendislerinden yeterince faydalanılmadığını belirten Prof. Dr. Öncel, 2012 yılında çıkan Yapı Denetim Kanunu’nun sadece bina mühendisliğini denetlediğini, zemin etütlerini kapsamadığını ifade etti. Bazı yıkılan binaların zemin etüdü raporu olmadığı tespit edildi. Bu nedenle, hem yapı mühendisliği hem de zemin mühendisliğinin birlikte ele alınması gerekiyor.
Belediyelerde Jeofizik Mühendislerinin İstihdamı
Prof. Dr. Öncel, belediyelerde jeofizik mühendislerinin istihdam edilmesinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. 2013-2014 yıllarında yapılan bir ankete göre, İstanbul’daki ilçe belediyelerinin %55’inde jeofizik mühendisi bulunmadığı tespit edildi. Bu eksiklik, yapılaşma süreçlerinin eksik bilgilerle yürütülmesine neden oluyor.
Deprem Güvenliği İçin Son Söz: Denetimler Güçlendirilmeli
Prof. Dr. Öncel, deprem güvenliği için en önemli adımın denetim süreçlerinin güçlendirilmesi olduğunu belirtti. Binaların yalnızca yapısal güvenliği değil, zemin güvenliğinin de kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Belediyelerde jeofizik mühendislerinin istihdamı zorunlu hale getirilmeli ve bireyler de yaşadıkları binaların deprem dayanıklılığı konusunda bilinçli olmalı.
Deprem Riskini Azaltmak Mümkün
Prof. Dr. Ali Osman Öncel, deprem riskini azaltmak için alınacak önlemlerin maddi ve manevi kayıpları büyük ölçüde azaltacağını belirtti. Sağlam yapılar, doğru zemin analizleri, etkili denetim süreçleri ve bilinçli toplum, depremle yaşamayı öğrenmenin temel adımları olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve bu konuda kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor.